Goller, penaltılar, sarı kartlar, kırmızı kart, yıldızlaşanlar ve ne yazık ki kazanan takımın son derece sorumsuz iki futbolcusu...
Çarşamba günü Anfield'ta bizzat, Liverpool-Galatasaray maçına ve dolayısı ile o mücadeleye, azime, heyecana, centilmenliğe tanık olduktan sonra, açıkça belirtmeliyim ki, bir Turkcell Süper Lig maçına gitmek bana güç geldi. Zira, sezon başından beri, bir maçta bile heyecan hissetmemiştim. Son iki haftada bir gol bile atamadan 7 gol yiyen kırmızı-siyahlılar, 6 puanlı Denizlispor ile karşılacaktı. Favori, Gençlerbirliği idi.
Oyun kurgusu
Gençlerbirliği; kalede Gökhan, defansta sağda Hakan Aslantaş, solda Eren, ortada Traore ile Risp, orta sahada solda Mehmet Çakır, sağda Draman, ortada Ayman ile Mehmet Nas, forvette Okan ile Isaac.
Denizlispor; kalede Süleyman, defansta Ahmet, Erman, Kratochvil, İbrahim Çelik, orta sahada Yusuf, Serhat, İbrahim Ege, Sedat, forvette ise Oliviera ile Selahattin.
İlk yarı
Gençlerbirliği, maça çok hızlı başladı. Taktik 4-4-2 gibi gözükse de 4-2-4 e dönüşüyordu. Mehmet Çakır ile Draman, forveti 4 lüyordu. 11.dakikadaki gol, Isaac'in becerisiyle gerçekleşti. Gol gerçekten erken gelmişti. Evsahibi takım, aman aman bir top oynamıyordu fakat neyse ki Denizlispor, güzellik uykusundaydı. 30.dakikadan sonra konuk ekip toparlanır gibi oldu ki, devre bitmeden Draman'ın çok güzel kestiği topa Isaac, klas vurdu ve takımını 2-0 öne geçirdi.
İkinci yarı
Bu yarıya Denizli, iki değişiklikle başladı. Çok etkisiz Sedat ile Selahattin'in yerine Fatih ile genç İlkay oyuna alındı. Az sonra sorumsuzluklarından dem vuracağım Gökhan'ın inanılmaz hatası ile Denizli, henüz 49.dakikada penaltı kazandı ve gole çevirdi. Bu golün verdiği umutla konuk ekip daha açık oynamaya başladı. Kontraataklarda ligin en iyi takımlarından Gençlerbirliği, bu açığı değerlendirip ataklarını sıklaştırdı, tribünlerden bana pek de inandırıcı gelmeyen bir penaltı kazanıldı. Mehmet Nas'ın düşürülmesi sonucu Okan, topu ağlara yolladı. Formasını çıkardı. İkinci sarı kartı görüp oyundan atıldı. Tribündeki taraftarlar, golü atmasına rağmen kendisini yuhaladı.
10 kişi kalan rakibi karşısında Hadzibegiç, elindeki tüm forvetleri sahaya sürdü. Orta sahayı adeta pas geçerek forvete ulaşacak toplarla tehlike yaratılacaktı. Buna karşın Mesut Bakkal, elindeki tüm forvetleri kenara alıp, defansif oyuncuları sahaya sürdü. Horozların daha etkili olacağını bekliyorken, maç girift bir hal aldı. Yeşil-siyahlılar, tehlike yaratacak pozisyon yakalayamazken, Gençlerbirliği ise kontrataklarla rakibini kıskaca alıyordu. Özellikle, Mehmet Nas'ın çabalarıyla top, evsahibi ekibin lehine oyunda kalmıyordu. Yani, bolca taç ve korner kazanıldı, zamandan çalındı. Maç, bu şekilde 3-1 sonuçlandı. Hakeden kazandı, ama buna rağmen gelin görün ki, bu maçta turnusol kağıdının iki yanı kadar farklı oyuncular vardı!
Okan Öztürk ve Gökhan Tokgöz
Sezon öncesinde bu takımda yeri yok diye yazmıştım. Kastettiğim şey, oyuncunun futbol stili idi. Fakat, gelin görün ki, Denizli karşısında başka yönleri de ortaya çıktı(!) Arkadaşlarına bağırdı, eli sürekli olarak hakeme itiraz etmek için kalktı. Hakem, bunları göremedi ama tribünden çok bariz olarak görünüyordu. Kendisine gelen ortaları iyi değerlendiremedi. Futbolcu, her zaman gol atacak diye birşey yok. Ama her zaman çabalamalı ve en azından sorumlu olmalı. Penaltı golünden sonra formasını çıkartıp ikinci sarı kartı görmesi, tribünleri adeta çıldırttı! Kusura bakmasın ama futbolunu da geçtim artık bu kafa ile hiçbir şekilde yeri yok. Kendisine çok kızan Mesut Bakkal'ın bir daha forma vereceğini sanmam. Çok ciddi bir özür dilemesi ve bir süre yedekte oturtulması gerektiği apaçık ortada!
Kaleci Gökhan'a gelince o da ayrı bir problem! Takım, 1-0 öne geçtikten sonra, bolca zaman çalmaya başladı. Bu takım için faydalı olabilir, rakip forvetler pres yapmıyorken doğru bir hareket belki. Ama, aynı zamanda oyuncunun konsantrasyon seviyesini de düşürüyor. Nitekim, ikinci yarının hemen başında kendisine atılan pasta topa öyle laubali bir şekilde dokundu ki, top rakibinin önünde kaldı. Bu laubalilik yetmiyormuş gibi, bi de İlkay'ı düşürdü. Hakem, pozisyonda niye sarı verdi anlamadım, bence doğru kart, kırmızı olmalıydı. Neyse ki Gençler, hakem sayesinde ucuz yırttı. Her maçınızı Süleyman Abay, yönetmeyebilir beyler! Kendinize gelin!
Mehmet Nas, Isaac, Draman ve diÄŸerleri...
Turnusol kağıdının diğer yüzü ise, Okan-Gökhan dışında kalanlara ait. Öncelikle Mehmet Nas'tan başlamalı. İlk yarıda her şey iyi gidiyorken pek göze çarpmadı futbolu. İkinci yarı, kırmızı kart ve sonrasında hocasının değişiklikleri kamçıladı sanki onu. Her topa koştu, top çaldı, korner yaptırarak takımına zaman kazandırdı. Taraftar da daha fazla dayanamadı ve kendisini alkışladı.
Draman, ilkyarıdaki ortaları ve sprintleriyle rakip defansı hallaç pamuğuna çevirdi. Goldeki ortası harikaydı, tamamlamak ise Isaac'e kalmıştı. Forvet ve orta alandaki oyuncularla uyumunda gelişmeler gözlemledim. Zaman zaman Isaac'in yerine forvete geçti. Bir de Süleyman ile karşı karşıya kaldığı pozisyonu skora dönüştürebilseydi, harika olacaktı.
Isaac, Isaac, Isaac! Sanırız, serisi başladı. İki golde de aklını kullandı. Rakip defans sanki onu pek ciddiye almamıştı. İkinci yarıda da goller kaçırdı. Oyundan çıkarken alkışlandı. Yanındaki oyuncunun sorumsuzluğu, onu daha da parlattı.
Diğer oyuncuların da hakkını yememeli. Genç Eren, artık sol kanada yerleşti. Traore ile Risp, her zamanki gibi sigorta. Ayman, sütten çıkmış ak kaşık gibiydi. Mehmet Çakır, faydalı işler yaptı. Hakan Aslantaş, bu sefer, geçen seneki yerine yani sağ kanada geçmişti. Kaptan Erkan'ın yokluğunda ciddi bir alternatif.
Gençlerbirliği oyuncularının ciddi bir sorunu var: Gördükleri basit, ucuz sarı kartlar. Mehmet Çakır'dan Mehmet Nas'a, Traore'ye hepsi de ucuz kart görüyor. Mesut Hocanın buna bir çözüm bulması gerekiyor.
Denizlispor'a ilişkin değinecek birşey yok. Allah, taraftarlarına sabır versin!
Kaynak : www.ntvspor.net
Önceki Haber
Sonraki Haber
25 Nisan | |
2016: Gaziantepspor (D) 3-1 | |
2014: Bursaspor 1-0 | |
2004: Denizlispor (D) 2-1 | |
1999: Antalyaspor (D) 1-1 | |
1987: Sarıyer 0-0 | |
1982: Ceyhanspor 3-1 | |
1976: Hatayspor (D) 1-2 | |
1971: Afyonspor (D) 0-0 | |
1970: Altınordu 2-0 | |
1965: Fenerbahçe (D) 1-5 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |