UEFA yolunda Turkcell Süper Lig'de rakip sayısı, Fortis Türkiye Kupası'na göre daha fazla olan Gençlerbirliği, ilk maçtaki avantajını koruyamadı. İlk maçta 2-1 lik yenilgiye rağmen, taraflı tarafsız tüm spor camiası Gençlerbirliği'nin daha iyi oyunundan söz etmişti. Açıkçası iki maçı da televizyondan izledim. Birinde seyirci vardı, birinde ise yoktu. İlgimi daha çok çeken seyircisiz olandı. Her zaman olduğu gibi büyük takım penceresinden bakanların aksine Gençlerbirliği'ni irdeleyelim.
Kırmızı-siyahlılar, Fenerbahçe önüne klasik dizilişinde çıktı. Sadece Eren'in yerine Adem Dursun ilk onbirdeydi. Maçı herkes izlediği için daha teknik olarak bakmak istiyorum. Gençlerbirliği, savunmadaki sorunlarını çözemediği sürece 4-4-2 değil 6-3-1 çıksın yine de gol yemekten kurtulamayacak. İşin kötü olanı, yenilen gollerin basitliği. Kayseri maçında İlhan'ın kafasına ne kaleci ne de defanstakiler çıkmadı, hepsi birbirine baktı ve gol oldu. Mehmet Yozgatlı'nın attığı gol, savunma açısından zaafları su yüzüne çıkardı. Traore ile Tuna hala bir ahenk oluşturabilmiş değil. Geçen sene İsmail-Risp, sonra bu sene Risp-Traore derken şimdi de Traore-Tuna ikilisi ile biraz daha zaman kaybediliyor. Yani demek istediğim, sürekli defanstaki ikili değişiklikleri. Bu, defansa yardımcı olarak oynayan Mehmet Nas'ı da etkiliyor.
Bu uyumsuzluk sürecidir, olabilir fakat bir sıkıntı da orta sahanın sağında yaşanmakta. Çok yetenekli ve takımın hakikaten 10 numarası olmasına rağmen Mehmet Çakır'ı sanırım en azından 1-2 hafta kenarda dinlendirmek gerekli. Bunun nedeni kaçırdığı gol değil, genel olarak performansıdır. Orta sahada Mehmet Nas'a pres yapan ve onun bulunduğu bölgeyi iyi kapatan takımlar, sonuca gidebilirler. Kerem, Asaş'tan gelip A takıma çıktığından beridir, kendini hala tam kanıtlayamadı. Mehmet Nas'a daha fazla yardımcı olmak, topu ileriye taşımak, insiyatif almak zorunda.
Aksayan savunma, orta saha derken forvetin de zaman zaman teklemesi, takımda bir çözümsüzlük yaratıyor. Ayrıca, şu gözüküyor ki defanstaki sorunları kapatmada sakatlığı sona eren kaptan Erkan'ın daha fazla rol alması, forma giymesi gerekiyor. Hakan Aslantaş'ın süratinden maçın bir bölümünde değil daha fazla faydalanmak mümkün.
Bu maçta da gözüktüğü gibi, fizik gücü yüksek, top oynamaktansa daha ziyade takım savunmasında ve presinde başarılı futbolculara karşı, kırmızı-siyahlılar zorlanıyor. Basında herkes Zico ve Fenerbahçe'den bahsediyor ben de birkaç cümle ile değiniyim. Sakatlar, moralsizler, dinlendirilmesi gerekenler bir yana, Gençlerbirliği'ne karşı bilinçli bir onbir çıkarttı Zico. Pres yapan, yatarak topa müdahele eden ve diri oyuncular vardı sarı-lacivertliler adına sahada. Özellikle sağ kanatta, Mehmet Yozgatlı ve Serkan, Engin'in etkinliğini azalttılar, üstüne de Yozgatlı takımın golünü kaydetti. O kanattaki sıkıntıları statta izleyen Eren, herhalde son maçtaki kırmızı karttan dolayı pişman olmuştur. Sandro bu maçta şutları ile ön plana çıktı, bu da takımın bir kazancı.
Son haftalarda başarı performans eğrisinde adeta dibe vuran Vestel Manisa önünde, Gençlerbirliği'nin işi kolay değil. Moralsiz ve performansı düşük oyuncular yerine hızlı ve formaya aç oyuncular ile mücadele verilirse- tıpkı Fenerbahçe'nin bu maçta yaptığı gibi- sonuca gitmek mümkün olabilir.
Finale kalınsa bile UEFA'ya götürecek "ekspres" sefer kaçtı, umarım "tarifeli" sefer de kaçmaz!
Kaynak : www.ntvspor.com
Önceki Haber
Sonraki Haber
27 Nisan | |
2021: Hatayspor (D) 1-3 | |
2013: Trabzonspor (D) 0-2 | |
2012: Kayserispor (D) 3-0 | |
2003: Altay (D) 3-3 | |
2002: Trabzonspor (D) 0-0 | |
1986: Bursaspor (D) 2-2 | |
1980: Konyaspor (D) 0-1 | |
1975: Konya Ä°dmanyurdu (D) 1-1 | |
1974: Beykoz 0-0 | |
1969: Ä°zmirspor (D) 1-1 | |
1963: Ankara Demirspor (D) 3-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |