Gençlerbirliği'nin kayıp sezonu ve küresel ısınmaya karşı taraftarlara bir çağrıya dair...
Gençlerbirliği'ni bu sezon son kez izledim. Sakarya önündeki maç, olası bir 5.lik iddiası açısından önemli olabilirdi. Rakip Sakaryaspor, Türkiye turlarına devam ediyordu. Bu maça dair kısa bir özet yapmak istiyorum. Öncelikle kapalı tribüne bilet verilmemesi ilginçti! Yani sanmayın rakip kapalı tribününden bahsetmiyorum, Gençlerbirliği ev sahibi kapalı bölümü, taraftara "kapalıydı". Bu ilginç işe imza atanları tebrik etmek lazım(!)
Maça dair birkaç not var. Hakan Aslantaş'ın orta sahanın ortasında ilk denemesi başarılıydı. Israr edilmeli ve bu sprinter ve teknik oyuncuyu takımın jokeri yapmak, akıllıca olabilir. Bu maçın yıldızı, Draman oldu. Çalımları, fuleli hareketleri ile Gençlerbirliği'nin Yattara'sı olduğunu bir kere daha kanıtladı. Bu maçın bütününde taraftarların bir tezahüratı vardı. Genel sezon değerlendirmesi ile birlikte bunu da vurgulayalım.
Gençlerbirliği, geçen sene Rize'ye yenilerek UEFA'yı elinin tersi ile ittiğinde, umarım bu maçtan ve sezondan dersler alınmıştır gibi bir ifade kullanmıştım son yazımda. Sezona başlarken yeni transferler olarak Draman ve Traore göze çarpmıştı. Forvete dair eksikler, Okan ve Nicoise ile giderilmeye çalışılmıştı. Kısa bir uyum sürecinden sonra herşeyin iyi gidebileceği görülmekte idi.
Fakat kim derdi ki, 2006-2007 sezonu adeta 3 perdeli bir tiyatro oyunu gibi olacak! 1.perde, Vestel Manisa maçında son buldu. 5-0'lık hezeyan, taraftarların umudunu iyiden iyiye kırdı. Orta sahada Draman'ın, forvette Okan'ın alışma süreci, takımın defansı üzerindeki yükü, bu süreçte olumsuz derecede artırmıştı. Nicoise'dan istediği verimi alamayan Gençlerbirliği'nde bir de Mehmet Çakır'ın formsuzluğu, başarıyı düşürmüştü.
Kırmızı-siyahlılar, dibe vuran zıplar misali, 5-0'dan sonra toparlandı. Kritik Trabzonspor ve 2 deplasman galibiyeti, takımı yukarıda tutmaya yetmişti. 2.yarı öncesi en büyük eksiğin forvette olduğunu istatistiklere bakarak belirtmiştim. Fakat, yönetim öyle birşey yaptı ki, akıllara zarardı! İhtiyaç forvette iken, savunmanın iki önemli adamı Risp ile sarı kartı erkenden cebine koyması ve rakiplerine dengesiz hareketleri ile tepkimi çeken Ayman'ı, Trabzon'a verdi! Bu takıma, kulübe emeği olanlar, takımın gerçek ihtiyaçlarından öte, parayı, pulu düşünmüştü, bu hatanın bedelinin olacağı aşikardı, nitekim çok da gecikmedi!
3 perdenin 2.cisi, Kayseri ve Vestel Manisa maçları ile son bulacaktı. Defanstaki kritik taşların yerinden sökülmesi ve yerine alınan Brezilyalıların alışma süreci, her ne ilginçtir ki, Kayseri maçına dek etkisini tam manası ile göstermemişti. Gençlerbirliği, o maçı kazansa, artık yönünü yukarıya çevirecek, berabere kalırsa bile Kayseri'nin ilk tökezlemesinde avantajı devam ettirebilecekti. Nitekim, galip gelinemedi belki ama rakibin de başını alıp gitmesi engellenmişti. Ardından gelen Vestel Manisa, galibiyeti şeklen önemliydi ama rakibin düştüğü içler acısı hale bakınca yanıltıcı olmuştu.
Sezonun 3. ve son perdesi, Gaziantep maçı ile başladı. Berabere bitti maç. Fakat, öylesine kalitesiz bir top oynanmıştı ki, hala hatırlıyorum. Bu maçta olduğu kadar, 3 senedir bilfiil gittiğim, televizyondan izlediğim hiçbir maçta sıkılmadım, esnemedim, hatta adeta uyuklamadım. Takip eden haftalarda, hem defanstaki zaafiyet, hem kırmızı-siyahlılarda "tamam oldu bu iş, biz olduk" havaları, artı Mehmet Çakır'ın olağanüstü formsuzluğu, benim Gaziantep maçında boşuna esnemediği gösterdi!! Gençlerbirliği için "iyi oynarlar, kötü tezahürat olmaz, keyif alırız" diyerek stada giderken, iklim "yeter ki yensinler, başka birşey istemeyiz" şekline dönüştü. Kümede kalma stresinin yaşandığı haftalara girildi. Nereden nereye! Dört büyüklerin bu kadar kötü olduğu, Kayseri'nin iyi başlayıp kötü gittiği bir sezonda Gençlerbirliği, ligi 5.bitirirse öpüp başına koyacak! Vah ki ne vah!
Bu başarısızlıkta, kayıp sezonda baş sorumlu, bu kulübe olağanüstü emekleri geçmiş, her zaman saygıyla ve sevgiyle anılan, anılacak İlhan Cavcav ve geçen seneden dersler çıkarmayan teknik direktör Mesut Bakkal'dır! Futbolculardan ise Mehmet Çakır'ın performansı düşündürücü oldu. Umarım, Avrupa'daki kulüplerin bile dikkatini çekmeyi başaran bu yıldız futbolcu, gelecek sezon takımın yıldızı olup ertesi yıl bizi Avrupa'da başarı ile temsil eder. Sezonun yıldız futbolcusu ise bence, Engin Baytar oldu. Sol kanadı kimselere kaptırmayan, kıvrak çalımları ile rakiplerin kendisini ciddiye almamasından da faydalanan, iyi duran top kullanan bu futbolcu, geleceğin yıldızı olacak ve daha iyi yerlere de gelecek hiç şüphem yok!
Gençlerbirliği taraftarlarının İlhan Cavcav'a çağrılarını yinelememek, katılmamak elde değil: "SENEYE ŞAMPİYON TAKIM İSTERİZ"
Kürsel ısınma ve taraftarlara çağrı
Bu çağrım tüm taraftarlara! Geçenlerde e-posta kutuma düşen ve benim haricimde birçok ünlü spor yazarına giden bir ileti ile ilgili. Bu ileti, Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Amanos Çevre Derneği Yöneticisi İsmail Gökdayı'dan geliyordu. Çağrısı çok netti sayın Gökdayı'nın. Küresel ısınmaya karşı, tüm taraftarların birlikte olması, örgütlenerek fidan dikmelerini sağlamak, bunu etraflarına yayarak duyarlılığı artırmak adına bir çağrıydı. İletide belirtildiği gibi, bu işi başlatacak, etkiyi yayacak olan büyük takımlar ve İstanbul'daki spor yazarları idi.
Benim çağrım da Ankaralı taraftarlara. Gençlerbirliği ve Ankaragücü taraftar grupları, sizlere sesleniyorum! Küresel ısınmayı göbeğinden hisseden bir şehirde yaşıyoruz. Son 1 yıl içinde ne kadar yağış aldı şehrimiz, hepimiz iyi biliyoruz. İklimi giderek çölleşmeye başlayan Cumhuriyet'in başkentinde yapmanız gereken birşeyler var. Suyun dikkatli tüketilmesi, gereksiz kağıt kullanımına dikkat çekilmesi ve en önemlisi, fidan dikme etkinlikleri yapabilirsiniz. Hatta, bu iki büyük takımın taraftarları, birlikte fidan dikme etkinliği düzenleyebilirler. Bunu da kamuoyuna duyururlar, bana da bildirirlerse ben de satırlarıma olabildiğince taşırım.
Haydi Gençler, haydi Ankaragüçlüler, küresel ısınmaya karşı, sayısı ile büyük olan taraftar grupları olarak öncülük yapalım ve kurtarılma süresi 5 yılı kaldığı söylenen dünyamıza ve şehrimize bir katkıda bulunalım. Maça gidebilmek, takımımızı destekleyebilmek kadar önemli olmalıdır bu! Alkaralar, Gencler.org, Haydigencler.com site yöneticileri ve takipçileri, Pegasuslar, Genç Güçlüler, 1910 Ankaragüçlüler, Tunalı ve Gecekondu grupları, hepinizden bu işe el etmanızı, fidan dikme etkinlikleriniz ile ilgili haberleri duymayı dört gözle bekliyorum.
Kaynak : www.ntvspor.net
Önceki Haber
Sonraki Haber
20 Nisan | |
2021: Kayserispor (D) 2-2 | |
2019: Ä°stanbulspor 1-0 | |
2012: Antalyaspor 3-2 | |
2002: BeÅŸiktaÅŸ 1-1 | |
1997: Vanspor (D) 0-3 | |
1996: Karşıyaka 2-0 | |
1986: BeÅŸiktaÅŸ 1-2 | |
1980: Tokatspor 1-1 | |
1975: Rizespor 0-0 | |
1968: Altınordu 2-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |