Gençlerbirliği Oftaş Teknik Direktörü Osman Özdemir, NTVSpor.net için Tolga Özek'in sorularını yanıtladı. Süper Lig'de ilk yılları olduğunu hatırlatan Özdemir, "Ofansif oyunu severim, ama futbolu güzelleştireceğiz diye kendimizi idam sehpasına götürecek halimiz yok" diye konuştu.
Gençlerbirliği Oftaş'ın başarılı teknik direktörü sayın Osman Özdemir ile Turkcell Süper Lig'in devre arasını fırsat bilip bir röportaj yapmak istedim. Kendisi de ricamı kırmadı ve tesislerde keyifli bir röportaj yaptık.
Röportaj sırasında kupada Denizli ve ligde Gençlerbirliği maçı öncesi hocanın sakat Savaş ve İbrahim'in yerine forvette kimi koyacağını kara kara düşündüğünü gözlemledim.
Tolga Özek: Sizi Türk futbolseverlerin önemli kısmı Metin Diyadin'in görevi bırakmasından sonra tanıdı. Futbol özgeçmişinizden bahsedebilir misiniz?
Osman Özdemir: 15-16 yıl profesyonel futbol oynadım. 10 yılı 1.ligde, 5.yılı da 2.ligde. Sakaryalıyım. 46 yaşındayım. Gençlerbirliği'nde 4 yıl futbol oynadım. Ardından Adana'da 4 yıl top oynadım. Gençlerbirliği'nde oynadığımız dönem Turkiye Kupası'nı 2 kere almış takımdaydım. Mevkim forvetti. Daha sonraları antrenörlük yaşantıma Sakaryaspor'da altyapıda başladım, 2 yıl sürdü. Ardından, Gençlerbirliği'nde Pecze döneminde 2 yıl yardımcılık yaptım. Ardından Çaykur Rize'de 2 yıl Pecze'nin yine yardımcısıydım. Kırıkkale'de yarım dönem teknik direktörlük yaptım. Oğuz Çetin ile Diyarbakır ve Gençlerbirliği'nde yardımcılığını yaparak çalıştım. Çankırı Belediye'de 2 yıl teknik direktörlük yaptım. Sonra, bildiğiniz gibi Oftaş'ta son 7 hafta bize görev verildi.
- Saha kenarında ve maçtan sonra demeçlerde çok sakin bir görüntünüz var. Genelde böyle misiniz?
Yapı itibariyle genelde sakin ve sabırlı bir adamım. Nereden bakarsanız 27 yıldır futbolun içindeyim. Öfke ile kalkan zararla oturur diye bir laf vardır. Futbolcuyken de bir takım hatalar yaptık, antrenörken de yapıyoruz, hakemler de yapar. İnsana mahsustur. Olgunlukla karşılamak mesele. Olayların benzine ateşle yaklaşır gibi yaklaşırsak hiçbir şey düzelmez. Eğer futbolda karar mercii hakemler ise onları rahatlatmalıyız. Ben futbolcuyken 'vur-kır-parçala', 'Vatan millet Sakarya' edebiyatı ile bu tür yaklaşımların bana zarar verdiğini gördüm. Daha iyi yerlere gelebilecekken bu tür baskılardan ötürü maalesef bazı şeyleri geliştiremedim. Biz antrenör konumuna gelmişiz. Hakemlere yıllardır baskı var. Hakemlerin ismi açıklandıktan sonra herkes feveran ediyor onu istemem bunu istemem diye. Bu hakemlerin ne kadar sağlıklı yönetim göstereceği tartışılır. Belki kendi başıma bir yere varamam bu görüntü ve çizgi ile ama bir örnek teşkil etmesi açısından; özellikle yardımcı teknik direktör olarak çalıştığım dönemlerde teknik direktör olan arkadaşlarımızın verdiği beyanatların hoş olmadığını gördüm. Yenilgilere bir takım kılıf bulmamıza gerek yok. Hatayı yaptım demesini bilmek önemli. Başkaları da yapabilir. Önemli olan maçın bittikten sonra maçın bu kadar ameliyat edilmesine gerek yok. Hiçbirşey geri gelmiyor. Bir gün böyle bir fırsat yakalarsam böyle bir yol izleyecegim diye kendi kendime söz verdim. Bu doğal bir halim, yapmacık değil, üçkağıt değil. Bu çizgimde de devam etmek istiyorum. Mutlaka bir gün lehimize, aleyhimize her şeyin olabileceğini biliyorum. Her durumda olgunlukla karşılamalıyız.
- Sene başından beri taktik kurgunuz 4-2-3-1 olarak görünüyor. Bu sizin genel futbol anlayışınız mı oyunculardan mı oluyor?
Aslında ofansif oyun anlayışını çok seven biriyim. Uygulamasını da seven biriyim. Ama elimizdeki oyuncu kadrosu bunu belirliyor açıkçası. Tek başıma belirleyemiyorum. Oyuncuların tek tek neler yapabildiklerini gördükten sonra, özellikle futbolda da biz değil tüm takımlar bir sıkıntı içerisinde özellikle gol atma konusunda. Tabi ki bizim Süper Lig'de ilk yılımız. Futbolu güzelleştireceğiz diye de kendimizi idam sehpasına götürmemizin bir manası yok. Biz yeteneklerimiz dahilinde oyuncularımızın bireysel becerilerine göre böyle bir sistem belirledik. Şu an bu uygulama gayet iyi gidiyor. Bunda da saplantımız yok. Bazı maçlarda oyun taktiğimizi değiştirebiliriz.
- Kariyerinizde hedefleriniz nelerdir?
Antrenör olarak hedefiniz ne derseniz, amacım başarılı olmak, iyi işler yapmak, istikrarlı olmak. Özellikle çalıştığımız insanlar genç insanlar. Onlara iyi mesajlar vermemiz gerek. Her ne olursa olsun, onlara saha içi kadar dışında da yardımcı olmak. Tabi bizim mesleğimizde bugün başarı yarın başarısızlık var. Her ne olursa olsun başarılı olmak isterim. Tabi ki hedef ne derseniz, her Türk insanı gibi A Milli Takım'ı çalıştırmak gurur verir.
- Transferde Oftaş sessiz gidiyor. Planlar var mı? Varsa hangi bölgeye düşünüyorsunuz?
Bizim takım yapı itibariyle öyle çok oyuncuya ihtiyacımız yok. Özellikle kadromuzun geniş olduğunu hep ifade ediyordum. Ama tabi ki, bu bana rahatlık veriyordu ama oyuncularımızın bazılarında oynamamak açıkçası tedirginlik yaratıyordu. Bu yüzden 2-3 oyuncu arkadaşımızın ayrılmakla ilgili istekleri geldi. Biz de onlara yardımcı olmak adına, takımın kulübün menfaatleri doğrultusunda onlara yardımcı olmaya çalıştık. Volkan, Kenan, Ferhat ayrılmak istediklerini belirttik. Biz de Ferhat'a alternatif bir kaleci bulabilirsek gidebileceğini ifade ettik. Büyük olasılıkla da Eskişehirspor'a gidecek. Kalede yaşanan rekabetten dolayı yaşadığı sıkıntı nedeniyle gitmek istiyor. Oynayabileceği bir yeri tercih etti, biz de bunu makul karşıladık. Çok büyük işler yapan takımın oyuncularından biriydi, inşallah bundan sonraki futbol hayatında da iyi işlere imza atar.
- Güzel bir takım kurdunuz. Ankaraspor maçında futbol karakteristikleri açısından şaşırtan bir performans sergilediniz.
O maçta çok farklı oynadık haklısınız. 17 maçta 2-3 tane böyle maç yaşadık bu da gayet doğal. Oyuncuların her hafta aynı performansı göstermesi mümkün değil. 14-15 haftayı istediğimiz gibi oynadık.
- İlhan ve Giray için A Milli Takım yolu görüyorum. Bu iki yıldız futbolcu hakkında ne düşünüyorsunuz?
Orhan Ümit Milli Takım'a gidiyor, Murat Kalkan da gidiyordu. Bizim kadromuzda sadece bu iki oyuncu değil, daha da var. Tabi ki bunu milli takım seçicileri belirleyecektir. Tabi emin adımlarla oralara çıkmak daha iyi olur. Bizim bu oyuncu kadrosu Süper Lig'de ilk kez oynuyor. Defans oyuncularımız uzun süredir birlikteler. Bu istikrar da onlara bir başarı getiriyor. Milli takıma seçilmeleri de bize gurur verir. Eksikleri yok mu, elbette eksikleri var. Önemli olan kendilerini geliştirmeleri.
- Sahada çok centilmen bir takım var. Tribünden öyle görünüyor. Fakat istatistiklere bakınca da bunun tersi bir görüntü var gibi. Bunlar futbolun gereği olan kartlar mı?
Biz hoca olarak oyuncuları fiziksel olarak ne kadar maça hazırlasak da zihinsel olarak da bir takım yardımlar vermek istiyoruz. Kart tablomuzun büyük bölümü hakemlere itiraz etmekle ilgili. Bunu konuşarak halletmeye çalışıyoruz. Biz saha içinde çok dinamik bir takımız. Rakibe baskı kurmaya çalışan, baskı yapan bir takımız. Bu da doğal olarak bazı sertlikleri getiriyor. Kartların da bir kısmı o şekilde geliyor. Ama kasıt ya da taktik anlayışla görülen kartlar değil bunlar.
- Oftaş'ın futbolunu izmeleri konusunda futbolseverlere neler dersiniz?
Biz çok yeni bir takımız. Gerçekten büyük taraftar kitlesinin, okuyanların seyredenlerin sempatisini kazandığımızı düşünüyorum. Bu kişileri stada çekecek büyük bir çıkış henüz yapmadık. Başlangıçta bir takım soru işaretleri ile başladık: İlk puanını ne zaman alır, ilk galibiyetini ne zaman alır gibi... Bazı şeyleri belki kırdık. İnşallah ikinci yarıda, tabi bunları da zamana bırakmak lazım. Yıllardır Ankara'da oynayan takımların seyircileri bu durumdaysa bu zorluluğu yaşamamızın normal olduğunu düşünüyorum. Futbolcularımıza ve bize çok iş düştüğünü düşünüyorum. Özellikle sahadaki oyuncu grubu ne kadar tempolu, pozitif oynarsak izleyenler o kadar artabilir. Ben bunu zamanla alakalı buluyorum. İnşallah bu seneyi güzel bir yerde bitiririz. Önümüzdeki yıllarda daha farklı tablolar ortaya çıkarırsak seyirciyi lehimize çevirebiliriz.
- İkinci yarı fikstürüne de bakınca dört büyüklerle dışarıda oynuyorsunuz. Biraz zorlu görünüyor. Sizin öngörünüz nedir, Oftaş ikinci yarıyı nerede bitirir?
Benim kendi düşüncem, sezon öncesi, eğer ki biz ilk yarıyı 17 haftalık periyotta, maç başı ortalamayı 1.5 puan olarak aklımdan geçiriyordum. Hedef olarak açıklamamıştık. Takımın daha önceden herhangi bir Süper Lig deneyimi yok. İstatistik yok. Öngörü yapma şansımız da yok. Ama sadece önümüzdeki yıllar için bu takımın bu sene yapacaklarının önemli olacağını düşünüyorum. Hedef derken, ligin en istikrarlı en iyi futbolunu oynayan seyir zevki veren bir takım olmak istiyoruz. Eğer bunları gerçekleştirirsek iyi bir yerde bitiririz. Fortis Türkiye Kupası'nda grubumuz zorlu. Her grupta 2 tane 2. lig takımımı var, bizimkinde ise 1 tane var. Bu şanssızlık belki ama önemli değil. Biz ligdeki konsantrasyonumuzu kupada da sürdürmek istiyoruz. Amacımız grubu ilk ikide bitirmek.
Röportaj: Tolga Özek
Kaynak : www.ntvspor.net
Önceki Haber
Sonraki Haber
28 Nisan | |
2023: Bodrumspor 2-1 | |
2018: Sivasspor (D) 0-1 | |
2007: K. Erciyesspor 1-2 | |
1996: EskiÅŸehirspor (D) 0-2 | |
1968: Galatasaray 2-1 | |
1963: Karşıyaka 4-0 | |
1962: Ä°stanbulspor (D) 4-2 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |