konya maçını canlı izledim.
maçın başlangıç kadrosu hiç fena sayılmazdı.
skullasson sakatlığı sonrası ibrahim üzülmez'in yardımcı antrenörün yönlendirmesi ile doğa'ya bakıp vazgeçtiği bakışı çok net bir şekilde gördüm. takım kaptanı olarak kulübede bile güven verememiş olmak, oyuna girdiğinde dengeleri bozmak ve teknik adam üzerinde günden gün azalan kredisi, onun adına kötü olsa gerek.
skulasson yerine tercih edilen landel ve sakatlanan hleb'in yerine oyuna dahil olan aydın karabulut hakkında iki önemli not eklemek gerekiyor diye düşünüyorum.
landel kendisinden fazlasını vererek hem orta sahaya dinamizm kattı hem de skulasson'un yerini kapatıp selçuk'un ileriye doğru çıkmasına imkan verdi.
aydın karabulut ( sahte gökhan töre ) ise götünü başını sallamaktan bir adım öteye gidemediği gibi rakibin sağ kanadına can verdi. bu kafayla giderse sergen sonrası beşiktaş altyapısından yetişen ve ''hah oldum'' derken bi cacık olamayan diğer arkadaşlarından hiçbir farkı olmayacak.
ne yazık ki özenti hareketleri dışında bir olumlu görüntüsü yoktu.
iki yıl önce elazığspor'da iken, 19 mayısta gençlerbirliği'ni yendikleri maça sonradan dahil olmuş ve maçın gidişatını değiştirerek hayranlığımı kazanan bir oyun sergilemişti.
nereden nereye (!)
oyuncu değişiklikleri elbetteki teknik ekibin bir takım analizleri sonrasında gerçekleşiyor ama şu ana kadar oynadığı maçlarda hiç fena oynamadığını düşündüğüm serdar gürler ismi biraz arka plana atılmıyormu?
evet bu maçta iki sakatlık sonrası iki mecburi değişiklik yaptık fakat serdar'ın oynaması için illaki d.campos'un mu oyundan çıkması gerekiyor(!)
bu arada konya takımına ersun hoca zamanında yanlış hatırlamıyorsam 6 tane gol attığımız günden beri ezik gözüyle bakmaktaydım.
gerek taraftarları gerekse teknik ekibin kurduğu diri, fit ve uzun takım ile bu kötü imajı sildiklerini söyleyebilirim.
bizim sahte taraftar başkanlarına da kapak olsun konya seyircisinin birliği...
ankaragücü özentisi yaşayıp iki tezahürat bile yapamayan lafa gelince taraftar başkanı, abisi gibi süslemelerle kendilerini pohpohlayan tiplere neden bu ve bunun gibi maçlarda takımı ateşleyemedikleri de sorulabilir !!! halbuki işleri bu !!!
neyse gelelim başkan ve teknik direktöre,
cavcav'a geçmiş olsun.
ibo'ya ise iniş takımlarını açıp yere inmeyi başardığı için tebriklerimi iletirim.
bu ikilinin sezon sonu birlikte olma ihtimalleri pek gözükmemesine karşın birbirlerinden daha iyi bir alternatifleri olmadığını bilmeleri gerekiyor.
ne cavcav ibo'dan daha iyi bir teknik adam bulup getirebilecek ne de ibo cavcav'dan daha farklı bir başkan bulabilecek.
çünkü ibo'nun hayali hiçbir zaman gerçekleşemeyecek.
karşısında 25 yıldır türk futboluna damga vurmuş, takım ayırt etmeden sportmence her şehirde yarışmış ve hatta müthiş bir futbol birikimi olduğuna inandığım bir teknik direktöre var iken ve bu hoca müthiş bir futbol oynatıyorken arkasında dünya üçüncülüğü ve kılpayı kaçan türkiye şampiyonlukları var iken ibo'nun bir defa daha kendine bakması gerekiyor.
ve selçuk... bu adama neden pergel gibi bir lakabı vermediklerine hala çok şaşırıyorum.
bacak boyu uzunluğu ve adamlar geçerken yaptığı kritik hamleler ile adeta can veriyor ve oyuun gidşatını çiziyor. 15 m çapındaki bir alana hükmedebiliyor ve kaptığı topla oyunun yönünü değiştiriyor.
sırf fb'de oynadığı için ne kadar gıcık kapmışım ama şu an gerçekten çok ama çok takdir ediyorum. umarım bir sene daha oynamayı kabul eder ve seneye takımın kaptanlığına getirilir diye ümit ediyorum...
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
25 Nisan | |
2016: Gaziantepspor (D) 3-1 | |
2014: Bursaspor 1-0 | |
2004: Denizlispor (D) 2-1 | |
1999: Antalyaspor (D) 1-1 | |
1987: Sarıyer 0-0 | |
1982: Ceyhanspor 3-1 | |
1976: Hatayspor (D) 1-2 | |
1971: Afyonspor (D) 0-0 | |
1970: Altınordu 2-0 | |
1965: Fenerbahçe (D) 1-5 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |