izlanda deyince benim ilk aklıma gelen gençlerbirliği’nde bir sezon oynayan atli edvaldsson'dur. bu ismi hatırlayacak gençlerbirliği taraftarı kaç kişidir bilmiyorum. ben onu ilk izlediğimde sarışın ince uzun boylu yaşlı bir adam olduğu ve bu adamı niye aldılar diye hayıflandığımı, kadroya dahi giremeyeceğini düşünmüştüm. sezon başlayıp haftalar ilerledikçe defansta stoper mevkiinde gösterişe dayanmayan, sade, basit futbolu, çalışkanlığı ve hava toplarındaki hakimiyetini ön plana çıkararak tam bir görev adamı olduğunu, terlettiği formanın hakkını sonuna kadar verdiğinde bana da insanlar hakkında hiç bir zaman ön yargılı olmamam gerektiğini öğretiyordu. gençlerbirliği’nde bir sezon oynayan atli şimdi kim bilir ne yapıyordur?
euro 2016 tüm hızıyla devam ederken milli takımımızın bavulunu toplayıp tatile çıktığı bu günlerde, izlanda milli takımını taraflı tarafsız tüm dünya alkışlarken (gözüm hep olafur skulasson’u aradı. geçen sezon gençlerbirliği’nde oynadığı tüm maçlarda aynı atli gibi paylaşma ve yardımlaşmaya dayalı gösterişsiz, sade ve çalışkanlığını ön plana çıkararak oynayan tam bir görev adamı) izlanda futbolda başarının öncelikle tüm etmenleriyle takım olunması gerektiğini, bunun için planlı programlı ve bilimsel çalışma tekniklerinin uygulanması, işine saygı, sade, gösterişe dayanmayan, yardımlaşmayı, paylaşmayı ve sabırlı futbolun ön plana çıkarılması ve bunların hepsinin milli duygularla birleştirilmesiyle futbolda nasıl başarılı olunacağını tüm dünyaya gösteriyordu.
izlanda belki bundan sonraki turda elenecek, belki avrupa şampiyonu olamayacak ama oynadığı futbolla taraflı tarafsız herkesin gönlünde yer edinirken, ülkemizde herkesin bir şey söylediği, yazıp çizdiği, milli takımımız için bir şey diyemiyorum futbol bilgim yetersiz kalır.
ama! başkanımıza ve taraftarlarımıza soruyorum. izlanda örneğini gençlerbirliği yapamaz mı? neyimiz eksik?
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
04 Mayıs |