bir gençlerbirliği yöneticisinin en önemli görevi nedir ? sağlam bir kadro oluşumunu sağlamak ve sportif başarı odaklı hedefler koymakktır, değil mi ?
ara transfer döneminin geldiği ve yetersiz mevkilere takviye zamanı olduğu malum. diğer kulüplerde olduğu gibi bizde de taraftar merakla ne olacağını bekliyor. peki bizimkiler ne ile meşgul ? irfan can'ı sattılar. nasıl bir paraya ?
bunu anlamak için piyasada bir araştırma yapıp, 1,7 milyon euroya irfan çapında futbolcu alınıp alınamayacağına bakmak yeterlidir. alınamayacağı rahatça görülür.
şimdi ahmet çalık satılık. pazarlığın hemen hemen irfan seviyesinde kalacağı malum.
devreye ilk giren ahmet çalık. acemiliği; "ben galatasaraylıyım" diyerek önce gençlerbirliği taraftarının kalbindeki yeri kaybetmesi(kalması durumunda hiçbir şey eskisi gibi olmaz), ikincisi müşterilerden birisini (beşiktaş) devreden çıkartması ve kulübün elini zayıflatmasıdır. ayrıca profesyonel futbolcu olarak kendi önünü de kesmiştir.
gitmek istediği takım 5 aydır maaş ödemesi yapamıyor. oradan ayrıldığı günü de düşünmesi gerekirdi.
yönetim kademesine gelince; sayın arif ölmez sanki gençlerbirliği yöneticisi değil de futbolcunun menajeri. "bu futbolcuyu galatasaray alırsa yüzde yüz başarı sağlar" demekte. sanki bizim yöneticinin görevi galatasaray'ın başarılı olmasını sağlamak.
işte bu zihniyet, bizim kulüp kapısından 9 yaşında girmiş olan bir sporcuyu gençlerbirliği taraftarı yapmaya yetmemiştir.
bazı çekirdekçi taraftarın "profesyonel futbolcu mutlaka oynadığı takımı tutmak zorunda değildir" tekerlemesi bunun için ahmet çalık'a uymaz. biz diyormuyuz ki; "selçuk şahin neden fenerbahçeli, serdar gürler neden taraftarımız değil ?"
neredeyse elimizde doğmuş bir sporcunun taraftarımız olamaması hepimizin ayıbıdır.
çünkü burası bir spor kulübü değil, basbayağı bir ticarethanedir. ticarethanede de taraftar bulunmaz, sadece hissedarlar yer alır.
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
29 Mart |