hafta sonu antalyaspor ile deplasmanda oynadığımız maçtan önce açıkcası bir puan alalım bize yeter, futbolculara da moral olur, diye düşünüyordum.
maç öncesi antalyaspor'un eksikleri ve maç içinde de üzerimize gelmek istemeyişleri ile birlike, acaba farklı hamleler ile gol atabilir miyiz diye düşünmeye başlamıştım ki, rakip defansın büyük hatası ve manu'nun istekli presi sonucu, biraz da şans yardımıyla, gol bulduk.
ikinci yarı rakipten daha iyi onadığımızı düşündüğümüz ve hatta biraz daha baskı yaparak skoru kopartabileceğimiz dakikalarda ne yazık ki bir teknik heyet hatası ile karşılaştık.
ümit hoca maçın başından sonuna kadar sadece bir pozisyon haricinde, ileri vurulan bütün topları arkadaşlarına indiren skuletiç'i çıkartıp orta saha destekli bir oyuncu alınca ne yazık ki ileri attığımız toplar hep rakibe gitti ve etkinliğimiz azaldı.
aslında bu dakikalarda skuletiç oyunda olsa ve kendisine gönderilen topları arkadaşlarına servis etmeye devam etse bence hem zamanı hem de maçı kazanma şansımız daha fazla olacaktı.
kaldı ki zamanı kazanmak için futbolcularımızın yere yatması ve maçı kazanmak için defansa çekilmeleri, rakibe ekstra bir heyecan ve cesaret getirdi. bu dakikalarda, futbolcularımızın saçma sapan hatalar yapması, rakibin kalemizde pozisyon bulmasına da sebebiyet verdi.
takip eden dakikalarda antalya lehine verilen penaltı ne yazık ki 3 puanımızın kaybolmasına neden oldu.
3 puan diyorum çünkü, hem rakip bir puan kazandı hem de biz ekstra iki puandan olduk.
maçın sonunda bizim ve rakibin kaçırdığı gol pozisyonları ise seyredenlerin seyir zevkine yıldız kondurdu.
takıldığım birkaç konu oldu bu maç ile ilgili.
bir tanesi deplasmana geldik ve muazzam bir stadta 20 kiÅŸiydik.
gönül isterdi ki, sesimizin sahaya ulaşma ihtimali olmamasına rağmen, maçtan önce veya sonra, takım kaptanımız gelip teşekkür mahiyetli bir el sallasaydı gönlümüzü alabilir ve buruk dahi olsa yüzümüzde tebessüm oluşmasını sağlayabilirdi.
zannederim bu konuya ilerleyen deplasmanlarda dikkat ederler.
bir diğer konu futbolcumuzun bize ve kültürümüze uymayan bir şekilde kendisini yere bırakması ve mücadeleden uzak, spor ahlakı ile alakası olmayan bir tavır sergilemesidir.
yıllardır rakip oyuncularda görüp küfürler saydırığımız bu hareketler ile ilgili teknik ekibimiz zannediyorum futbolcularımıza gereken uyarıyı yapacak ve doğruyu bulmalarını sağlayacaktır.
bir golümüzün sayılmadığı ve penaltımızın verilmediği hatta rakibin çok etkin olamadığı bu maçtan 1 puanla ayrılmış olmanın üzüntüsü ile maç öncesi düşüncemden uzaklaşıp boynu bükük bir şekilde staddan ayrıldım
önümüzdeki iki maçımızda alacağımız 4 puan, ikinci yarı öncesi ümilerimizin artmasına yetecektir.
önümüzdeki maçtan önce, üç hafta önce oynadığımız kayserispor maçında, tribünlerde taşkınlık yaratmaya çalışan ve hatta koca bir tribune bağırarak ağıza alınmayacak küfürler savuran, sözde delikalıyı bulup tribünden atılması için birkaç girişimim olacağını bildirmek isterim.
desteklerinizi bekliyor olacağım.
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
09 Aralık | |
2018: Denizlispor (D) 0-0 | |
2017: Antalyaspor (D) 1-1 | |
2014: Cizrespor (D) 2-1 | |
2007: Ä°stanbul B. B. (D) 0-0 | |
1992: Konyaspor (D) 3-1 | |
1990: Aydınspor 1-1 | |
1984: BeÅŸiktaÅŸ (D) 0-1 | |
1967: Galatasaray (D) 1-0 | |
1961: Göztepe 0-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |