4 günde iki defa karşı karşıya geldiğimiz bucaspor'u iki maçta da mağlup etmek kağıt üzerinde güzel olsa da, iki maçı da izleyen birisi rahatlıkla takımın yeterli düzeyde olmadığını anlayabilir. gerçi koray çölgeçen sağolsun(!) iki maçta da çok yardımcı oldu... o da olmasa kupadan bucaspor'u evine avantajlı bir skorla gönderirken, ligdeki maçta da bucaspor'a hayati önemde bir puan ya da oyunun son bölümündeki şansımız tutmasa puanlar verebilirdik.
kupa maçını fazla eleştirmek istemiyorum, zira her ne kadar kötü olsak da kupada iyi sonuçlar almamız ümidindeyim ve eleştirdiğim konular 1-2 hafta sonra patlak verdiği için sürekli, kupa maçları hakkında olumsuz eleştirilerden kaçınacağım.
gelelim ligdeki buca maçına...
maça son derece hızlı başlayarak ilk 15 dakika güven veren bir futbol izledim. ancak bu güven veren futbol, oyuncuların kısa paslardaki anlaşmazlığı ve kaleye sokulmaktansa uzaktan vurma çalışmalarıyla son buldu. nitekim ilk yarıda bucaspor kalecisinin tek net kurtarışı da bir ara topunu değerlendirmek isteyen serkan çalık'ın araya girişini son anda önlemesiydi. bunu maç içinde sürekli yapmaya çalışsaydık iyi oyun oynamadan da bucaspor'u 3-4 golle izmir'e gönderebilirdik. zira golümüz de bir yan topunu kalecinin alamamasıyla ve koray çölgeçen'in de yardımıyla geldi. golden sonra ise zumdick hayatının hatalarından birisini yaptı bana göre. geldiği günden bu yana ilk defa maç içinde takıma alışmış görüntüsü veren mununga'yı çıkarıp hurşut'u oyuna aldı. tabi bu değişiklikten önce de harbuzi-yasin öztekin değişikliği yapmıştı ve takımın defans ile forvet arasındaki zaten uzak olan bloğunu sıfıra indirdi. bunlar da yetmezmiş gibi, yorulan serkan çalık'ı en son çıkararak belki 10 dakikayı hücumsuz geçirmemize sebep oldu ve jedinak'ı oyuna aldı. şimdi gelelim bu oyuncu değişikliğindeki hatalara:
*her ne kadar 3-4 yıldır çok ama çok kötü yıllar geçirsek de, ilk defa evimizde bu kadar kontratağa yatkın ve bu kadar geriye yaslanmış oynadığımızı gördüm. nitekim karşımızdaki takım da bizi defanstan dışarı çıkartmayacak güçte bir takım değil, düşme potasından kurtulmaya çalışan bucaspor'du.
*son dakikalarda topu ileride ayağında tutarak vakit geçirecek elindeki tek oyuncusu olan mununga'yı çıkarıp hurşut'u oyuna aldı. oysa ki hurşut'u serkan çalık'la da değiştirebilirdi, nitekim aynı görevde oynadılar ve ilk yarı eksik olan oyuncumuz birebirde adam eksiltecek oyuncu(hurşut meriç) iken, ikinci yarı eksik olan oyuncumuzsa rakibi karşısına almadan driblingle geçebilecek oyuncu(serkan çalık) oldu. tam tersi oynamaları gerekirken maçın da seyrini değiştiren zumdick, yine hataların hatasını yaparak ortasaha göbeğinden oyuncu çıkarıp kanada oyuncu alarak(harbuzi-yasin öztekin) zaten 5-6 dakika sonra hücumdan oyuncu çıkarıp kanada yeni bir oyuncu daha eklemesiyle takımı iyice atak yapamaz hale getirdi. bu dakikalarda serdar kulbilge'nin başarılı kurtarışları ve güzel müdaheleleriyle burak özsaraç-mahmut boz ikilisi sırıtmasa da, verilen pozisyonlarda rakibi ortasahada karşılayamayacak güçsüzlüğümüzün olması büyük etkendi. nihayet bunu gözlemleyebilen zumdick, jedinak-serkan çalık değişikliğine giderek hem iyi hem de kötü hamleyi birarada yaptı. jedinak'ı ön libero ya da ortasahaya yerleştirmek yerine 3'lü göbek defans yapıp 5-2-3'e dönen zumdick, serkan'a tam da ihtiyacımızın olduğu ve biraz oyun içerisinde dinlenip 76-90. dakikalar arasında etkili olabileceği varken oyundan alarak hücumdaki etkinliğimizi iyice zayıflattı ve ortasahada da cem can ve oktay delibalta'nın uyumsuz oyunu kontrollü atak yapmamızı iyice durdurdu. bu hamlelerle birlikte ileride yasin-zec-hurşut gibi 2 kanat 1 forvet stiline döndük. her ne kadar hücumda oyuncu kalitesi olarak iyi olsa da gerek yasin'in geldiğinden bu yana ilk kez tutukluğu, gerek hurşut'un top gelmediğini anlayarak geri gelmesi(aslında doğru olanı yaptı) ve hücumda 2 kişiye kalmamız, gerekse zec'in hücumdaki belirli-belirsiz etkisizliği bizi yalnızca kontratağa ve o net pozisyonları bile aslında kolay kolay bulamayacağımız halde bulduklarımızı değerlendiremememize yöneltti. tabi bu pozisyonların gol olmamasından da cesaretlenen bucaspor, farkı açabileceğimiz yerde bizi defansa yaslayarak eşitliği aradı. bu dakikalarda da kalemizi melekler değil, ilahlar korudu...
bu gibi basit hatalarla 3 haftadır galibiyet bulamayan takımımız sonunda şansının da yardımıyla bucaspor'u yenerek puan almayı başardı.
asıl zorluk bundan sonra.
haftaya ligin formda takımı ibb'ye konuk olacağız ve o maçtan hiç ümidim yok açıkçası. bir sonraki hafta ise emenike'li karabükspor'u ağırlayacağız ve defanstaki zayıflıklarını değerlendirebilirsek galibiyet ya da beraberlik alabiliriz. hemen ardından da başkent derbisi var, ankaragücü maçımızda yenilmeyeceğimiz inancındayım ve bucaspor ile olan kupa maçı rövanşına kadar bu 3 maçta 4 puan alabiliriz. buca ile yapacağımız kupa rövanşından sonra ise ankara'da fenerbahçe'yi ağırlayacağız.
umarım geçen yıllar gibi kötü giden bu yılı da şansımızın yardımıyla atlatırız.
ama benden söylemesi, zor günler kapıda.
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
24 Nisan | |
2011: Kasımpaşa 1-1 | |
2010: Antalyaspor 0-2 | |
1994: Galatasaray 2-1 | |
1983: Konya EreÄŸlispor 2-0 | |
1977: Bandırmaspor (D) 0-1 | |
1966: Adana Demirspor (D) 1-1 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |