muharrem karanfilci
2020-2021 yılı futbol sezonu, nihayet sona erdi. son haftaya kadar matematiksel bir çekişmenin ardından, son düdüklerle birlikte, hakemler perde dedi. boş tribünlere oynanan, telepati ve sosyal medya destekli bir sezonu geride bıraktık.
sezon öncesinde; çok da şans verilmeyen beşiktaş, hem de iki kupayı da alarak nazire yaptı. tebrik eder, şampiyonlar liginde başarılar dilerim. mevcut düzen içinde, sonuna kadar hak ettiler. tabi ki kazançları sadece aldıkları unvan ve kupadan ibaret değil. hatırı sayılır da bir kazanç elde ettiler. elbette kazandırdıkları da oldu. alt yapıdan çıkarıp, türk futboluna hediye ettikleri, yeni oyuncular bunlardan bazıları. imkânsızlıktan da olsa oynattıkları futbolcular, beşiktaş hanesine yazdığımız, futbolumuzun yeni kazançları? yolları açık olsun.
beşiktaş, bize bir kez daha takım olmanın önemini, alt yapıdaki futbolculara da güvenebileceğimizi gösterdi. çok para harcayarak, iyi takım olunmuyor. aslında takım olabilmek, matematiksel ve kimyasal bir şey. iyi oyuncu, her takım içinde aynı tepkimeye girmiyor. tepkimenin olması için, uygun elementlere, işi bilen ellere, doğru ortama gereksinim vardır. beşiktaş bunları en çok sağlayan takım olduğu için şampiyon oldu. her oyuncudan maksimum fayda ve tepkime sağladıkları için başardılar.
kimyevi lakırdıları bir kenara bırakırsak, lige damga vuran en önemli olaylar; onlarca antrenör kıyımı, boş tribünlere yapılan sevinç gösterileri, günlük değişen futbolcu covid tabloları, fenerbahçe?nin sürekli intihar girişimleri ve sonunda başarması, galatasaray?ın iç çekişmeleri, anadolu takımlarının yenilmezlik serileri, yılmaz vural hocanın ?lütfen? ile oyuncuyu, oyuna almak istemesi, hakemlerin var gibi de yok kararları, bir yıl önce şampiyon olan takımın, az daha küme düşecek olması, bir çırpıda aklımıza gelenler?
bir de küme düşenler var. hükümet düşer, ankaragücü düşmez, sloganı yerle bir oldu. peşinden gençlerbirliği? 6 milyonluk ankara?nın gelecek yıl, süper ligde takımı olmayacak. ankaralılar annesi babası ölmüş çocuk gibi, ortada kaldılar. yıllardır acılar içinde yaşayan, hastalıklı insan gibi takımları. semt takımları bile ligde önemli bir yer edinirken, bu iki güzide kulübümüzün düştüğü haller, taraflı tarafsız her kesin üzüldüğü bir durum. ankara deplasmanı yok artık. ankara?ya deplasmana gelen seyirciler, anıtkabir ziyareti yapamayacak artık, güvenpark?ta toplanıp tezahürat yapamayacak, konur sokakta bir çay içemeyecek, kokoreç ekmek hayal oldu atatürk orman çiftliğinde, hızlı trenlerin maça yetişme kaygısı da olmayacak artık?
ankara?da futbolu yönetenlerin bu işe el atması gerek. koskoca ankara?nın, başkentin ligde takımı olmaz mı? bu ayıp tüm ankara?ya yeter. ankara?nın ligde takımının olmaması, sadece bir takımdan ibaret değildir. bu tüm ankaralıların, aynı zamanda sosyal sorumluğudur. onun için profesyonel ve profesyonelliğe her aday takımın, bunun bilincinde olarak yönetilmesi gerekir. üç büyükler diye nitelendirdiğimiz takımlar, her fırsatta biz atatürk?ün takımıyız diye dem vururlar. atatürk?ün gerçek takımı, ankara?nın her bir takımıdır. çünkü atatürk?ün yattığı yerdir, ankara. maçları bahane ederek, çocuklarını getirdiği anıtkabir?dir, ankara?
bu vesileyle;
19 mayıs atatürk?ü anma, gençlik ve spor bayramınız kutlu olsun?
sevgi ve saygılarımla
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
04 Ekim | |
2020: BeÅŸiktaÅŸ (D) 1-0 | |
2014: Sivasspor (D) 0-1 | |
2009: Fenerbahçe (D) 0-3 | |
2003: Adanaspor 6-0 | |
1992: Sarıyer (D) 1-1 | |
1987: EskiÅŸehirspor (D) 0-1 | |
1970: Sakaryaspor (D) 1-0 | |
1959: İstanbulspor 0-0 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |