ilhan cavcav dönemini özleyen var mı?
adamın sağlığında yoğun eleştirilerde bulunup, memnuniyetsizliklerini dile getirip, her seferinde bu iş böyle yapılmaz şöyle yapılır diyenler, alkaralar(!) kapkaralar(!) nerelerde bu arkadaşlar?
alternatifçiler, karakızıllar, haydiciler, hoppacılar, çekirdekçiler, çıkarcılar ve hatta bazılarının tribündeki adamları... nerelerdesiniz?
olmadı değil mi?
baba gitti, oğul itti. şimdilerde de demir attık ikinci lige. dahasıda var da henüz iki üç sene eskişehirspor gibi buralarda gezinmemiz ve durumu sindirmemiz gerekiyor.
sonra bir bahaneyle bu yönetim gidecek, bir başka ''abi'' gelecek, o da kulüpte para kalmadığını görünce hemen sıvışacak.
e ne oldu onca paraya?
baba uyduruk iki un fabrikası dışında ömrünü hayatını türk futbolu ve futbol ticaretine (!) adamıştı. parayı gizli saklı bu tarafta aklayıp, sözde transferlerle başka kulüp başkanlarının da aklanmasına yardımcı oluyordu.
ankara ve civarındaki kalburüstü futbolcuların kendisini o zamanki adıyla 1.lig vitrininde gösterebileceği en güzel kulüptü gençlerbirliği. futbolculara tribün baskısı ve basın baskısı yoktu. rahatça akıllarını sadece futbola verebiliyorlar akşam kampta kalmak zorunda olmadan evlerine ya da arkadaşlarının yanına gidebiliyorlardı.
futbolcuların serbestisi beraberinde başarıyı, transferlerini ve kulübün zenginleşmesini beraberinde getirdi. kulübün ligimize sunduğu kaliteli futbolcu sayısının artması, beraberinde futbol ticereti ile uğraşan diğer kulüp başkanlarının kapımıza gelmesine vesile oldu. öyle ki, beştepe, artık futbolcu yetiştirme adresi olmaktan çok futbolcu ticareti yapılabilen bir adres olmaya başladı.
koca bir tesis ve içinde bulunan yüzlerce futbol ticareti malzemesi(!)
elinde malzeme olunca, kaliteli ve kalitesiz onlarca futbolcuyu ligin farklı takımlarına kiralıyor ya da satıyordu. öyle ki türk futbolunun iki ve üçüncü kademesindeki takımların kadroları gençlerbirliğinden kiralık bir sürü futbolcu ile doldu. bu kiralık futbolculardan gelen para bile fabrikanın dumanının tütmesini hatta onlarca yeni yetenek yetişmesini sağladı.
büyük kulüplere satılan ve karşılığında sembolik rakamlar alınan futbolcuların karşılığında ileriki yıllarda yapılan bu hatır transferlerinin karşılığı alınacak, gençlerbirliği lig vitrininde kalmaya devam edecek ve bir şekilde kendisine yetecek puanları hanesine yazdıracaktı.
takım, yönetsel olarak o kadar sinsice ve o kadar akıllıca yönetiliyordu ki, hem adam hem takım para basıyordu. bu yönetsel beceri ilhan bey'in bütün takımların birlik olduğu ve yayın haklarını savunacakları bir birliğin ilk başkanı olarak seçilmesini de beraberinde getirmişti.
kurt başkan bir taraftan herkesin hakkını savunduğunu düşündürürken diğer taraftan 3.ligden aldığı ve emin adımlarla büyüttüğü ikinci takımını 1.lige çıkarmaya hazırlanıyordu.
herkesin 1 dilim yediği pastadan 2 dilim yiyebileceği bir kurgu yaratmış ve bunun altını da iki kulübün yönetimlerini ayırarak sağlamlaştırmıştı.
böylece aynı anda vitrine 18 değil 36 futbolcu birden sundu.
sonrası ise yaşlılık ve ikili ilişkiler ve türk futbolunun içindeki kirli oyunları bilmesinden dolayı diğer kulüplerin kendisine saygı duyduğu yıllar olarak geçti.
işler ne zaman kötü gitse, basın önüne çıkıp iki cümle eder ve bir şekilde ligde kalmamızı garantilerdi.
elbetteki kulübün içinde ve dışında milyonlar kazandı, kazandırdı.
elinde, sıradan bir anadolu kulübüne göre, öylesine büyük bir pasta tutuyor ve çarkın nasıl döndüğünü öylesine güzel biliyordu ki, bu durumdan ister istemez kendi payını almak isteyen çok düşmanı karşısına almasına neden oldu. belediye başkanı tesisleri elinden almak ile tehdit ettiğinde başbakan ile çektirdiği fotoğraflar ile konudan sıyrılırken siyasi gücünün de varlığını ortaya koyuyordu.
büyük takımların sert açıklamalarına zamanlıca rest çekerken, içimizdeki ayrışmaya farklı çözümler üreterek başkanlığını ve takımını koruyabiliyordu.
fakat ne yazık ki yolundan gidebilecek bir yardımcı ve onu alkışlayan bir taraftar kitlesi oluşturamadı.
2-3 sene üst sıralara oynayan bir takım oluşturarak taraftar kazanmak istese de ertesi yıl parlattığı oyuncuyu satmak zorunda kaldığı için istediğine kavuşamadı. aslında bir taraftan ticaret adamı olması onun bu isteğine kendisinin engel olmasına sebebiyet verdi.
herşeyden fazlası kulübe gerçekten ve gönülden destek veren yüzlerce taraftara her sene süper ligin devleri ile boy ölçüşebilme fırsatı tanıdı.
kendinden sonraki yıllara süper bir takım bırakamasa da ticaret adamlığı sayesinde kazanım sağlayan futbolcular yarattı.
hatta onun sayesinde/yüzünden türk futbolunda çılgın menajerler doğdu.
sonrasına kurumsal bir takım bırakamadı ki bırakmak gibi bir niyeti de yoktu.
muhtemelen, kendinden sonrakilere neler yaşayabileceklerini de anlattı. kendisi tesislerden ayrıldığı gün hem içerden hem dışardan kargaların geleceğini biliyordu.
anılarıyla beraber tesislerden ayrıldığı yıl, türk futbolunun sahiplerince, takımımızın olması gerektiği yere itildiğini gördük. sonra can havliyle geri yukarı çıkıyormuş gibi görünsek dahi işin aslı yapılacak transferler ve ödenecek gerçek dışı transfer ücretleri ile kulübün içini boşaltmaktı.
sonrası ise bugün.
aslanlar, ceketlerini ve bavullarını(!) aldı, sırtlanlar ise kalanları yeme telaşı ile kulübe çullandı.
bu takım artık ligin en fazla müsabakaya çıkan takımlarından olma hüvviyetini yavaş yavaş kaybedecek. bugün iki yarın üçüncü lig serüvenimiz başlayacak.
ilhan cavcav başkanlığına şahit olan ve 2000 lerin başında 20 li yaşlarda olanlar şimdilerde onun başkanlık yaptığı yaşlara geldiler.
kim bilir belki 3.ligde takımın başındaki ''abiler'' de gidince(!) takımımızı ayağa kaldırıp tekrar vitrine çıkarma şansı sizlere kalır.
o zaman ümit ederim hep beraber elele vererek kulübümüzü tekrar ait olduğu yerlere getirebiliriz.
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
04 Aralık | |
2021: Bandırmaspor (D) 2-1 | |
2018: Hatayspor 2-1 | |
2016: Adanaspor (D) 2-0 | |
2013: Nazilli Belediyespor 0-1 | |
2005: Samsunspor 0-1 | |
2004: Galatasaray 1-3 | |
2002: Erzurumspor 2-1 | |
1988: Kayserispor 3-0 | |
1983: Bursaspor (D) 1-1 | |
1982: Åžekerspor 1-0 | |
1966: Vefa 2-2 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |