lige çok iyi bir başlangıç yaptığımız söylenemez. ses getiren transferlerle birlikte herkes bu yıl çok farklı bir gençlerbirliği izleyeceğini zannediyordu, en azından bucaspor'a ve karabükspor'a karşı alınan mağlubiyetler hiç de sıcak bakılacak olaylar değil. sakatlıklardan dolayı büyük sıkıntı çektiğimizi inkâr etmiyorum ancak aldığımız oyuncuları hesaba katarsak şu anda en az 12 puanda olmalıydık diye kendi kendime söylenmeden de edemiyorum.
her ne kadar ilk haftalardan sezon sonu nerelerde gezeceğimiz belli olsa da, garip bir istatistik durumu var. evimizde henüz maç kaybetmiş değiliz, hani o beğenilmeyen sahada. eğer kötü stadyum arıyorsanız, barcelona'nın nou camp'ta oynadığı bir maçı izlemeniz yeterli. adamların yere ayak basmasıyla stadın içeriye göçmesi bir oluyor, buna rağmen barcelona dünyanın en iyi futbolunu oynuyor. demek ki neymiş, zemin bahane değilmiş. gelgelelim aynı zeminde ankaragücü de oynuyor. fikstür avantajının da olmadığını varsayarsak ankaragücü bizden daha iyi vaziyette. tsyd maçında bizden daha oturmuş bir takım görüntüleri vardı, 1-0 yendiğimiz maçta da hücum oyuncularının bencilliği olmasa durum farklı olabilirdi. nedense ben zeminin tamamen bahane olduğuna inanıyorum. bu yıl henüz zeminden şikayet almadık, tsyd maçında mustafa pektemek'in sakatlanması dışında. onun da ikili mücadele sonucu olduğu inancındayım, zeminin azizliğine uğradığını zannetmiyorum.
evimizde iyiyiz, aldığımız 8 puanın 7'si evimizden ama deplasman için aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. deplasmanda ilk hafta eskişehirspor'a karşı alınan -ki ortada rezalet bir futbol olduğu hâlde- beraberlik dışında hiçbir puanımız ve varlığımız yok. fenerbahçe mağlubiyeti kabul edilebilir, ancak bucaspor ve karabük maçlarında alınan mağlubiyetler ve yenilen 3'er gol insanın canını sıkıyor. 30-35 yıldır bu kulüp süper lig'de mücadele ediyor, yıllarca kendini büyük olarak adlandıran kulüplerin korkulu rüyası oldu ama bu yıl lige çıkan takımlara karşı varlık gösteremiyor, galibiyet alamıyor ve en azından iyi oynadık ama yenildik sendromlarına bile giremiyor. birşeylerin iyi gitmediğini daha açık nasıl ifade edebilirim, bilmiyorum.
en son deplasman galibiyetimiz 2009-2010 sezonunun 30. haftasında ibb'ye karşı aldığımız 3-1'lik sonuç. 17 nisan 2010'dan bu yana deplasmanda maç kazanamıyoruz ki, bu da 6 haftadır deplasmanda galibiyetsiz yolumuza devam ettiğimizi gösteriyor. eskiden evimizde oynadığımız futbolu beğenmeyip "deplasman takımı" olduğumuzu iddia ederdik, şimdi nereden nereye...
evimizde de son mağlubiyetimizi geçen sezonun 31. haftasında antalyaspor'a karşı 2-0'lık skorla almışız. o maçtan bu yana, yani 4 maçtır evimizde mağlubiyet görmedik, fazla büyük bir rakam değil ancak bir sonraki hafta yine antalyaspor'u konuk edeceğiz, eğer galibiyet alınmazsa tehlike sinyalleri geliyor demektir.
ortada iyi gitmeyen birşeyler var ve bu takım ileride düzelirse ilk 10 haftada kaybettiği ve kaybedeceği puanları çok arar, tıpkı 8 yıldır devamlı olarak tekrar ettiğimiz gibi...
örnek mi? buyrun ;
2002-2003 sezonu 6. haftasında ankaragücü'ne karşı aldığımız 1-0'lık mağlubiyet ile yılın ilk mağlubiyetini aldık. bir sonraki hafta ise gaziantepspor'a deplasmanda 2-0 boyun eğdik. gaziantepspor maçından 2 hafta sonra malatyaspor deplasmanında 5-4'lük bir mağlubiyet aldık ki, hiç de hoş olmayan bir maçtı. 5-10. haftalar arasında galibiyet alamayan takımımız, bu 5 haftalık periyotta 2 beraberlik ve 3 mağlubiyet alarak 13 puan kaybetti. 13 puan kaybederek ilk haftalardan zirve yarışından kopmuş olmamız ve sezon sonu hâlâ dürüstlüklerine inanmadığım hakem hataları ile kendimizi 3. sırada bulduk, oysa 26. haftada şampiyonluk hesapları yapıyor, beşiktaş ve galatasaray'ın puan kaybetmesini bekliyorduk. onlarla yapacağımız maçları da kazanarak tarihimizde bir ilki gerçekleştirmek istiyorduk, ne oldu?
şampiyonluk parolasıyla başladığımız 2003-2004 sezonu tarihimizin belki de hem en iyi hem de en hayal kırıklığı yaşatan sezonuydu. avrupa'da fırtına gibi esen kulübümüz, lige hiç iyi başlangıç yapamamış, devamında ise avrupa maçlarının hafta içinde olmasının yorgunluğunu ziyadesiyle çekmiş, oyuncularımızın büyük kulüplerin kancalarıyla kafaları karıştırılmış ve yine elimizden uçup giden saçma sapan puanlar bizi 10. sıraya iteklemişti. yine o dönem ilk 5 haftada 11 puan kaybetmiş, ilk haftalara 10-15. sıralarda giriş yapmış ve devamında "bu yıl gitti." mantığı ile lige asılmayarak hiç de ummadığımız bir yerde bitirmiştik ligi, oysa ki ilk haftalarda kaybettiğimiz 6 puan olsaydı ve yine sezon içerisinde konyaspor'a karşı alınan 4-1'lik mağlubiyetin ve yine en iyi yılımızda ankaragücü'ne karşı kaybettiğimiz 2-1'lik maç olmasaydı, kaçan 12 puan ile ligi 5. tamamlayacak, bir sonraki sezon o zamanki adıyla uefa kupası'na yeni sistemi olan gruplara sadece bir eleme turu oynayarak mücadele etmeyi başaracaktık.
2004-2005'te ise ilk 10 haftada tam 17 puan kaybetmiştik. bu puanlardan beşiktaş'a giden 2 ve trabzonspor-fenerbahçe ikilisine giden 3'er puanı saymıyorum, onları saymadığımız takdirde 8 puanlık bir kaybımız olmuş. ilk haftalardan bu kadar gerilememiz bizi yıldırmış, sonraki haftalar açılsak da 15 ve 21. haftalar arasındaki 19 puanlık kaybımızla ilk 4'ten fazlasıyla kopmuştuk. sezon sonu ilk 4'e yetişebilen en iyi takım olsak da, ilk haftalarda ve durakladığımız haftalarda kaybettiğimiz maçlar bizi yarıştan koparmış, son haftalara hırsla giremememizi sağlamıştı.
2005-2006'da ilk 6 hafta galibiyet yüzü görmeden 14 puan kaybetmişiz, bu puanların 8'i bizde olsaydı sezonu 6.'lık yerine beşiktaş'ın da önünde 3. sırada bitirip tarihimizde yeniden 3. sırayı alarak uefa kupası'nda ülkemizi temsil etme hakkına erişebilirdik, hatta saçma sapan bir mağlubiyet ya da beşiktaş'a karşı kaybettiğimiz 6 puan'dan 3'ünü alabilmiş olsaydık, yine 3. sırada bitiriyorduk ligi. çünkü o yıl kayserispor ile aynı puanda(51) ligi tamamlamıştık, hemen üzerimizde 4. sırada trabzonspor(52) ve beşiktaş(54) vardı.
2006-2007 son defa ilk sıraları zorladığımız yıl oldu şu an için. o yıl ligi yine 6. sırada tamamlayan ekibimiz, ilk 10 hafta 18 puan kaybetmiş, manisaspor'a karşı 5-0'lık bir mağlubiyet ile herkesi şaşırtmıştı. bu puanların 9'unu kazanabilmiş olsak -ki kazanılmayacak puanlar değildi-, 3. sıradaki galatasaray'ın 1 puan önünde yine ligi 3. sırada bitiriyorduk. zirve yarışına her yıl ortak olduğumuzu düşünmek gerçekten umut verici olurdu.
2007-2008 hakkında konuşmak çok zor, zira ilk 5 ya da ilk 10 haftalık puan kayıplarını değil, ilk 17 haftada kaybettiğimiz puanları mumla aramıştık. o yılki belirli sloganımız "iyi oynadık ama yenildik, mehmet nas da olmasa" ve benzerleriydi. bir sonraki sezonu mumla aratan bir yıl olduğunu düşünürsek, çok fena bir düşüş yaşamıştık.
2008-2009 için fazla birşey söylenemez, 2007-2008'den daha kötü bir sezon varsa o da bu sezondu. lanet olası troisi'nin takıma geç ısınması, son vuruşlarda gerek kahe gerek djite gerek de genç star mustafa pektemek'in o yıl hem şanssız hem etkisiz olması bizi son sıralara yolladığı gibi, ligde kalmamamızı da körüklemişti. antalyaspor'a minnet borcumuzun olduğu yıl, puan kaybettiğimiz her haftayı aramak ve o haftalara küfretmek gerçekten çok zor bir yıldı.
geçen yıl son 2 yıla oranla çok daha iyi geçse de, tarihimizde ilk defa tersini yaşayarak ilk devrede 26 ikinci devre ise 21 puan ile sezonun ortasında düşüş yaşamıştık. istisna yılımız oldu ancak 2 yıldır küme düşmemek için mücadele veren bir kulübün bir anda yeniden yükselmesini bekleyemezdik, zira çiçeği burnunda hocamız thomas doll de bunu devamlı olarak tekrar ediyordu.
bu yıl da son 8 yılın 7'sinde yaşadığımız gibi kötü başladık. kaybettiğimiz puanları ilerleyen haftalarda çok arayacağız, buna hangi yıllarda çözüm bulunur merak ediyorum.
umarım bu yıl da 2007-2008 ve 2008-2009'a benzemez... zira fenerbahçe'ye karşı kaybettiğimiz 3 ve eskişehirspor'a karşı kaybettiğimiz 2 puan dışında eksiksiz yola devam ediyor olmalıydık ki o puanları kaybetmemiş olsak şu anda bursaspor ile liderliği paylaşıyor olurduk.
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
26 Nisan | |
2015: Trabzonspor 1-1 | |
2009: Gaziantepspor 1-0 | |
2008: Ä°stanbul B. B. 2-1 | |
1998: Kocaelispor (D) 1-1 | |
1992: Fenerbahçe 3-2 | |
1981: Karagümrük 3-0 | |
* Skorlarda Gençlerbirliği evsahibi olarak gösterilmiştir. | |
Arama Yap |