ercüment kardeşim,
daha önceki yorumlarından bir tanesinde yine benzer üslubunla bana karşı birkaç cümle kurmuştun.
ben istediğim kadar sana birşeyler anlatmaya çalışayım yine de olmayacak.
çünkü sen anlamak istemiyorsun.
ne kadar çok şey anlatsam ne kadar derin konulardan bahsetsem dahi olay senin anlayabildiğin kadarlık bir alanda kısıtlı kalıyor.
dolayısıyla cevapların yine basit ve çocukça ifadeler içeriyor.
yine izah etmeye çalışayım.
ben cavcav gitsin demedim hiçbir zaman.
cavcav rahatsızlığından dolayı yönetim tarafından çok özel bir ödül ile onurlandırılmalı ve aşırı isteği olacağından en üst danışmanlık sıfatı ile hizmet edebilmesine karar verilmeli.
belgesel seyrettiysen eğer ercüment, bazen yaralanmış bir yavru antilopun başında annesi hayatını riske atacak şekilde beklemeye başlar. onu etraftaki leş yiyicilerden korumak için kendi canını bile hiçe sayar.
çok nadirdir bu görüntü.
işte bu bedava yemeği yemek isteyen yüzlerce sahte gençlerbirliği taraftar ve yöneticisi kapıda beklemektedir.
cavcav ise hayatı pahasına onu yedirmemeye kendi besleyip büyütüğü bu varlığı ayakta tutmaya çalışmaktadır.
bahsettiklerim senin için ancak 10 yıl sonra anlamlı olacak ercüment.
ama sen o gün zaten ya gs ya fb taraftarı olmuş olacaksın. bir ihtimal ankaragücü'ne geçersin. dolayısıyla senin için yine bir anlam ifade etmez belki.
tekrar bana ve geçmiş dönemde çok tartıştığımız fakat şimdilerde sanırım ortak düşüncelerimizin olduğu doktor beye verdiğin bilgiler için teşekkür ederim.
unutma hayatta çoğumuz çok başarılı hayatlar yaşamıyoruz ama sahtekarlık ve yalancılık içerisine de girmeye gerek duymuyoruz.
başarı için şeref, haysiyet satılacak ise başarı için yalanlar söylenecek ve ahlaksızlıklar yapılacak ise
iki transfer için formamız yerlere atılacak ise
varsın o başarı hakeden(!) istanbul'un olsun...
Yorumunuzu göndermek için tıklayın...
Önceki Yorum
Sonraki Yorum
03 Mayıs |